TÜRK HUKUKUNDA ACENTE NEDİR VE UNSURLARI NELERDİR?
“Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.”
Acentenin Ticaret Kanunu'na göre unsurları nelerdir?
- Acente tacirin bağımsız yardımcılarındandır
- Acente, faaliyetinde süreklilik niyetiyle hareket eder
- Acente, acenteliği meslek edinen gerçek veya tüzel kişidir
- Acente, bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmek veya bunları tacir adına yapmak şeklinde faaliyet gösterir
- Acente, belirli yer veya bölge içerisinde faaliyet yapar
- Acente, acentelik faaliyetini sözleşmeye bağlı olarak yapar
Acente nedir sorusunun ve acentenin unsurlarının ayrıntısını aşağıdaki makaleden öğrenebilirsiniz. Ayrıca acentelere ilişkin bu yazılar da işinize yarayabilir:
ACENTE NEDİR?
Türk Ticaret Kanun’unda acente aşağıdaki gibi tanımlanmıştır.“Ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya işletmenin çalışanı gibi işletmeye bağlı bir hukuki konuma sahip olmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölge içinde sürekli olarak ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o tacir adına yapmayı meslek edinen kimseye acente denir.”Acente kurumu, Türk Hukukunda İsviçre de olduğu gibi “Acentelik Sözleşmesi” olarak Borçlar Kanununda değil Alman Ticaret Kanununda düzenlendiği gibi “acentelik” kurumu olarak Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiştir(3).
TTK’YA GÖRE UNSURLARI NELERDİR?
1)Acente tacirin bağımsız yardımcılarındandır
Acentenin bağımsızlığından ne anlaşılması gerektiği kanunda düzenlenmemiştir. Oysa TTK’daki düzenlemenin kendisinden esinlenilerek yapıldığı Alman Ticaret Kanun'unda bağımsızlıktan ne anlaşılması gerektiği ayrıca düzenlenmiştir. Bu düzenleme “Faaliyetinin esasını organize edebilen ve çalışma saatlerini serbestçe tayin edebilen kişi bağımsızdır.” şeklindedir ve Türk Hukuku için de yol gösterici mahiyettedir(4). Öyleyse bağımsızlık kriterinden anlaşılması gereken acentenin kendi çalışma esasını ve işletmenin idari kurallarını serbestçe tayin edebilmesidir. O takdirde çalıştırılacak kişilerin seçimi, bunlara ne kadar ücret ödeneceği, çalışma şekli ve zamanının ne şekilde olacağı gibi idari ve mali konularda düzenleme yetkisi acenteden alınarak müvekkil tacire bırakılmışsa burada acente ilişkisinden söz edilemez. Ayrıca sözleşmede ücret konusunun ne şekilde düzenlendiğinin belirlenmesi de bağımsızlık kriterinin olup olmadığının belirlenmesinde önemlidir. Keza taraflar arasında belirli zaman aralığında sabit ücret hak edileceğinin kararlaştırılması bağımlılık oluşturacağı için de burada acente ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Acentenin bağımsız olması, müvekkil iş sahibinin hiç bir şekilde acenteye karışamayacağı şeklinde de anlaşılmamalıdır. Zira bu ilişki, müvekkilin işinin görülmesi için kurulduğu için acentenin aracılık edeceği iş veya müvekkil adına akdedeceği sözleşmelere ilişkin müvekkil emir ve talimat verebilir. Örneğin yapılacak işin şartlarının ne olduğu, ne şekilde yapılacağı, hangi müşterilere yönelik olacağı vb. konularda müvekkil acenteye emir ve talimat verebilir ve acente bunlara uymak zorundadır. Aksi takdirde borca aykırı davranmış olur.
2) Acente, faaliyetinde süreklilik niyetiyle hareket eder
3) Acente, acenteliği meslek edinen gerçek veya tüzel kişidir
Kanuni düzenlemenin lafzi yorumundan acenteliğin asli veya tali meslek olarak yapılabileceği anlaşılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu acentelerin başka bir iş yapmalarını yasaklamamıştır. Ayrıca Ticaret Kanunu acenteliği asli veya tali meslek olarak icra eden acenteleri ayırarak farklı düzenlemeler yapmamıştır yani TTK sisteminde acenteliği asli meslek olarak yapan acente ile tali meslek olarak yapan acente aynı hak ve yükümlülüklere tabidir. Acenteliği asli ve tali meslek olarak yapanları ayıran ülkeler de vardır. Örneğin Alman Hukuk sisteminde acenteliği asli ve tali meslek olarak yapan acenteler ayrılmış ve bunlar bazı hukuki konularda farklı uygulamalara tabi tutulmuşlardır.
Ayrıca belirtmek de gerekir ki TTK’nın aksine kanun koyucu, öneminden dolayı ayrıca farklı bir kanunda düzenlediği acente tiplerine ilişkin, acentelik dışında başka bir iş yapmayı yasaklayabilir. Nitekim bu duruma örnek olarak sözleşme yapma yetkisi olan sigorta acentelerinin(hayat sigortaları ve zorunlu sigortalarla ilgili yetkilendirilenler hariç) başka meslekle uğraşamamaları gösterilebilir(Sigortacılık Kanunu m. 23/10).
4) Acente, bir ticari işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmek veya bunları tacir adına yapmak şeklinde faaliyet gösterir
Acente ya aracılık işini yapacak ya da müvekkili adına sözleşmeyi yapacaktır bu iki iş dışında farklı iş yapan kimseler acente olamaz. Örneğin bir işletmenin tanıtımını yapmak amacıyla yapılan sözleşme o sözleşmeye acente sözleşmesi denilse de acente ilişkisi doğurmaz(7).
Acente tanımından acentenin, ancak “ticari işletmenin” işini yapabileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ticari işletme sıfatını elde edememiş esnaf işletmeleri veya tacir olmayan kişiler için acentelik yapılamaz.
5) Acente, belirli yer veya bölge içerisinde faaliyet yapar
6) Acente, acentelik faaliyetini sözleşmeye bağlı olarak yapar
Türk Ticaret Kanunu'nda acentelik ilişkisinin sözleşmeye dayanması gerektiği ifade edilmiştir. Acente ile müvekkili arasında var olan sözleşme acentelik sözleşmesidir. Acentelik sözleşmesi kanunda ana unsurları belirlenmiş isimli bir sözleşmedir(8). Ayrıca acentelik sözleşmesi; tam iki tarafa borç yükleyen, sürekli borç ilişkisi doğuran ve kendine özgü yapısı olan(sui generis) bir sözleşmedir(9).
Acentelik sözleşmesi herhangi bir geçerlilik şartına tabi tutulmamıştır. Dolayısıyla acentelik sözleşmesi taraflar arasında sözlü olarakta yapılsa geçerli bir sözleşme olarak hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Acentelik sözleşmesi sözlü olarak kurulabilmekle birlikte yazılı yapılması ispat aracı niteliği taşıması yönünden taraflar için faydalı olacaktır.
Ticaret Kanunumuz acentelik ilişkisinde bazı münferit durumların taraflarca yazılı olarak kararlaştırılmasını şart koşmuştur. Bu münferit durumlar kanunun 104, 106, 107 ve 123'üncü maddelerinde belirtilmiştir. Taraflar inhisar(tekel) hakkının kaldırmak istiyorlarsa(m. 104), rekabet yasağı anlaşması yapmak istiyorlarsa(m. 123) veya müvekkil, acenteye sözleşme yapma yetkisi vermek istiyorsa(m. 107) bunlar yazılı olarak kararlaştırılmalıdır. Ayrıca m. 106 gereğince acente ayrıca müvekkil tarafından yazılı olarak yetkilendirilmedikçe bizzat teslim etmediği malların bedelini kabule ve bedelini bizzat ödemediği malları teslim almaya yetkili olmadığı gibi bu işlemlerden doğan alacağı yenileyemez veya miktarını indiremez.
AV. TURAN ÖZKAYA
1) Sigorta Şirketleri- Acente İlşkileri(seminer), İktisadi Araştırmalar Vakfı Yayınları, İstanbul, 1998, s. 35.
2) Şaban KAYIHAN, Acentelik Sözleşmesi, Seçkin Yayınları, Ankara, 2008, s. 28.
3) KAYIHAN, a.g.e., s. 30.
4) KAYIHAN, a.g.e., s. 32.
5) Sabih ARKAN, Ticari İşletme Hukuku, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 2015, s. 206.
6) ARKAN, a.g.e., s. 206-207.
7) ARKAN, a.g.e., s. 206.
8) Arslan Kaya, TTK Şerhi- Acentelik, Beta Yayınları, İstanbul, 2016, s. 8.
9) KAYIHAN, a.g.e., s. 90.
Acente nedir? Acentenin özellikleri nedir? Türk Hukukunda Acente nedir ve unsurları nelerdir? turanozkaya.blogspot.com
8) Arslan Kaya, TTK Şerhi- Acentelik, Beta Yayınları, İstanbul, 2016, s. 8.
9) KAYIHAN, a.g.e., s. 90.
Acente nedir? Acentenin özellikleri nedir? Türk Hukukunda Acente nedir ve unsurları nelerdir? turanozkaya.blogspot.com
0 yorum:
Yorum Gönder