RENE DESCARTES VE YÖNTEM ÜZERİNE KONUŞMA KİTABI

RENE DESCARTES VE YÖNTEM ÜZERİNE KONUŞMA KİTABI

Descartes; Galileo ve Bacon ile 17. yüzyılda Aristo'nun geleneksel kıyas yöntemine karşı çıkmış aydınlanmacı bir filozoftur.


       Descartes; Galileo ve Bacon ile 17. yüzyılda Aristo'nun geleneksel kıyas yöntemine karşı çıkmış aydınlanmacı bir filozoftur. Descartes kıyasın insana yeni bilgiler kazandırmayan kısır bir metot olduğunu iddia etmiştir. Zamanına kadar Aristo'nun metoduna sıkı sıkıya bağlı olarak yazılan kitapların içeriğinin güvenilmez ve aldatıcı olduğunu savunmuş ve bu davranışıyla zamanının hakim düşüncesine karşı bayrak açmıştır. Otoritelere karşı çık(a)mayarak onları eleştir(e)memenin insanların gerçeğe ulaşma yolundaki en büyük engelleri olduğunu söylemiş ve bunu da hür olmayan düşünce,  hakikate ulaştırıcı düşünce değildir diyerek dile getirmiştir. 

       Descartes'ın zamanının bilimlerine ve düşünce tarzına yönelttiği eleştirilerden alacağımız örnekler olduğunu düşünüyorum. Yöntem Üzerine Konuşma kitabında Descartes yaptığı eleştirilerinin nedenini ve kendisinin önerdiği metodu anlatmaktadır. Dolayısıyla bu kitap oldukça değerli bir kitap. Bu düşüncemden hareketle Yöntem Üzerine Konuşma kitabını okuduğumda altını çizdiğim noktaları bu yazıda paylaşacağım. Ayrıca belirteyim ki kırmızı renkli kısımlar Yöntem Üzerine Konuşma kitabından değildir. Descartes'ın düşünceleri üzerine hayli düşünülmesi ve bunlar üzerine yazılar yazılması gerekir kanaatimce. Zannediyorum bende bir kaç tane daha yazı yazacağım.   


I. BÖLÜM

1) "... görenekleri inceleyen eski pagan yazılarını yalnızca kum ve çamur üzerine kurulmuş çok ince ve çok görkemli saraylarla karşılaştırıyordum."

2) "İnanç yolu daha bilgisiz olanlara daha bilgili olanlardan daha az açık değildir."

3) "Ancak örneklemeyle ve alışkıyla inandırılmış olduğum hiç bir şeye tam tamına inanmamayı öğreniyordum ve böylece doğal ışığımızı(sağduyumuzu) karartabilen ve bizi doğruyu anlamaya daha az yatkın kılabilen pek çok yanlıştan kendimi yavaş yavaş kurtarıyordum."



II. BÖLÜM


1) "Kitaplardaki bilimlerin, en azından nedenleri olası olmaktan öteye geçmeyen ve hiç bir göstermede bulunmayan, çeşitli kişilerin görüşleriyle yavaş yavaş oluşturulmuş ve şişirilmiş olan bilimlerin, kendini ortaya koyan şeyler üzerine sağduyulu bir insanın doğal olarak yapabildiği basit usavurmalardan doğruya daha yakın olmadığını düşündüm."

2) "Çocukluk dönemimizde uzun süre genellikle birbirine karşıt olan ve belki de ne biri ne öbürü bize her zaman en iyiyi gösterebilen isteklerce ve öğretmenlerce yönetildik ... kadar arı ve sağlam olması olanaksızdı." 

3) "... bizi inandıran şey, herhangi bir kesin bilgiden çok alışkı ve örnektir; bununla birlikte görüşlerin çokluğu ortaya çıkarılması biraz güç doğrular için hiç de değerli bir kanıt değildir, çünkü bir toplumdan çok, tek bir adamın onları ortaya çıkarması çok daha olasıdır; böylece görüşleri  başkalarının görüşlerinden üstün tutulabilecek tek bir kimse göremiyordum, bu durumda kendi yolumu kendim bulmak zorunda kaldım."


DECART'IN DÖRT KURALI

"... mantığı oluşturan çok sayıda kural yerine dört kuralın bana yeteceğine inandım, yeter ki onlara uymaktan bir kere bile geri kalmamak konusunda sağlam ve değişmez bir karar almış olayım."

1) Doğruluğunu apaçık bilmediğim bir şeyi doğru diye almamak (APAÇIKLIK KURALI)

Apaçıklık kuralı, bizzat kendi tarafımızdan doğruluğu apaçık olarak tanınmamış olan hiç bir fikrin doğruluğunu kabul etmemektir.

a) Yanılmanın dıştan sebebi başkalarının sözüne itimattır. 
Bir şey bizzat bizim tarafımızdan açık ve seçik olarak tanınmadıkça onu doğru kabul etmemeliyiz.
Açıklık; şüpheyi ortadan kaldıracak derecede tam bilginin vasfıdır.
Seçiklik; fikrin başka fikirlerden ayırt edilmesidir.

Otorite altına gizlenen düşünce esaretinden kurtulmanın yolu "hür olmayan düşünce, düşünce değildir " fikrini takip etmektir. 

Bizim tarafımızdan hür düşünüşle elde edilemeyen fikirlerin doğruluklarından her zaman şüphe edebiliriz. 
b) Yanılmanın içten sebebi ise ihtiraslarımızdır. Bundan kurtulmak için, hükmü mümkün olduğu kadar sonraya bırakmalıdır.  

2) İnceleyeceğim güçlüklerden ve her birini alabildiğince parçalara ayırmak ve onları en iyi çözümlenebilecek duruma getirmek. (ANALİZ KURALI)

Bir bütünü unsurlarına ayırmaktır. Zihinde kavramların analiz yoluyla unsurlarına ayrıldığı görülmektedir. Analizin gayesi basitleştirmektir, böylelikle anlamayı kolaylaştırmaktır.

3) Düşüncelerimi en basit ve tanınması en kolay olan nesnelerden başlayarak ve yavaş yavaş, derece derece ilerleyerek en karmaşık bilgilere kadar götürmek ve doğal olarak birbiri ardından gelmeyen şeyler arasında da bir düzen varsaymak. (SENTEZ KURALI)

Unsurları birleştirerek bütün meydana getirmektir. Sebepleri kullanarak neticenin nasıl açıklandığını gösterir.

4) Her yerde bütünsel saymalar ve en genel gözden geçirmeler yaparak hiçbir şeyi dışta bırakmadığımdan emin olmak. (SAYMA KURALI)

Yapılan zihni işlemlerde hiçbir şeyin unutulmadığını görmek için, tam saymalar yapmak ve unsurların hepsini sık sık gözden geçirmektir.  



TURAN ÖZKAYA

0 yorum:

Yorum Gönder