HAK NEDİR?
Tek bir “hak” tanımı yoktur. Hakkın ne olduğuna dair değişik teoriler ileri sürülmüş olmakla birlikte onlardan biri olan menfaat teorisine göre hakkı, “hukuk düzenince korunan menfaat” olarak tanımlayabiliriz. Hukuk düzenince korunmamış bir menfaat “hak” olarak nitelendirilemez. Buna bağlı olarak da hukuk düzenin kişiye hakkını koruması için sağladığı imkanlardan yararlanılamaz. Örneğin kumardan elde edilen alacak hukuk düzenince tam korunmamıştır. Normalde bir alacak hakkınız varsa ve bunu ispat edebilirseniz hukuk düzeni onu tahsil edebileceğiniz imkanları size sunar. Fakat kumardan doğan alacak hakkını korumaya yönelik hukuk düzeni kişiye hiç bir imkan sunmaz. Bu tarz yani hukuk düzeninin alacaklıya alacağını talep etme yetkisi vermediği borçlara “eksik borç” denir.
ALACAK HAKKI NEDİR?
Bazı hukuki olaylardan ve sadece belirli kişilere karşı ileri sürülebilen yararlanma hakkıdır. Bir hukuki işlemden örneğin bir sözleşmeden veya tek taraflı bir hukuki işlemden alacak hakkı doğabileceği gibi tamamen rastlantıya dayalı bir olaydan yani bir haksız fiilden ya da sebepsiz zenginleşme meydana getiren bir olaydan da alacak hakkı doğabilir. Örnek verecek olursak trafikte yol alırken birinin gelip size çarpması bir “haksız fiil” teşkil eder. Bu fiil sonucunda sizin malvarlığı ve kişilik varlığı değerlerinizde bir eksilme meydana gelir ki buna "zarar" denir bu duruma sebep olan kişi bu zararlardan dolayı size borçlanır sizde bir alacak hakkı sahibi olursunuz. Bu örnekte aslında alacak hakkını kapsayan bir “borç ilişkisi” doğmuş olur.Çift taraflı bir hukuki işlem olan bir sözleşmeden de alacak hakkı doğar dedik bu duruma da örnek verecek olursak kiracı ile ev sahibi arasında yapılan kira sözleşmesini örnek verebiliriz. Bir sözleşmede bazen her iki taraf alacaklı olabileceği gibi bazen de tek taraf alacaklı olabilir. Her iki tarafında alacak hakkının olduğu kira sözleşmesinde ev sahibinin temel alacağı kira bedeli olarak belirlenen bir miktar bedel iken kiracının temel alacağı evin kullanılmasının kendisine bırakılmasını istemektir.
ALACAK HAKKININ ÖZELLİKLERİ
1) Alacak hakkı nisbi bir haktır.
İstisnası üçüncü kişi yararına sözleşmedir. Alacak hakkının nisbi hak olması bir alacağın ancak o alacağa karşılık borçlanan kişilerden talep edilebileceği anlamına gelir. Diğer taraftan alacak hakkına ancak borçlu tecavüz edebilir. Bu özellik mutlak haklarla alacak hakkını birbirinden ayıran temel özelliktir.Kanun tarafından bazı alacak hakları sahiplerine borçlu dışındaki 3. Kişilere karşı da alacak hakkını ileri sürebilme imkanı tanınmıştır. Bu haklara “kuvvetlendirilmiş alacak hakları” denir*. Bu haklar alacak haklarının nisbi olma özelliğinin istisnasını oluşturur.
Kuvvetlendirilmiş alacak hakları sözleşmeden doğabileceği gibi direk kanundan da doğabilir. Sözleşmeden doğan kuvvetlendirilmiş alacak haklarına Medeni Kanunda düzenlenmiş olan alım ve geri alım hakları, direk kanundan doğan kuvvetlendirilmiş alacak haklarına ise paydaşların yasal ön alım hakkı örnek verilebilir. Sözleşmeden doğanlar ile direk kanundan doğan kuvvetlendirilmiş alacak hakları arasında bir fark vardır. Kanundan doğan kuvvetlendirilmiş alacak hakları hiç bir işleme gerek kalmaksızın kullanılabilirken sözleşmeden doğan kuvvetlendirilmiş alacak haklarının tapuya şerh edilmesi zorunludur. Aksi takdirde bu haklar 3. Kişilere karşı ileri sürülemezler.
2) Alacak hakkı bir malvarlığı hakkıdır
Bu durum alacak hakkının hukuki işlemlere konu olabileceğini ve mirasın konusu olabileceğini ifade eder.3) Alacak hakkı geçici bir haktır
Alacak hakkı ilanihaye devam eden bir hak değildir alacak hakkının karşılığı olan edim ifa edildiği takdirde veya başka yollarla borç sona erer.
*Kuvvetlendirilmiş alacak haklarına "eşyaya bağlı borç" da denmektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder