5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231. maddesinde düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kararı, sanık hakkında mahkumiyet hükmüne bağlanan sonuçların ortaya çıkmasını engelleyen ve sanığa ikinci şans verilmesini sağlayan bir ceza muhakemesi kurumudur.
Belirli şartların
mevcut olması durumunda verilebilen hükmün
açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı; sanık hakkında kurulan
mahkumiyet hükmünün açıklanmasını ve bu anlamda hukuk aleminde sonuç
doğurmasını engeller. Keza kişi
hakkında HAGB kararının verilmesi durumunda bir mahkumiyet hükmünün varlığından
söz edilemez. Nitekim bu
özelliği itibariyle de -suç konusu fiilin varlığı sabitse- HAGB kararı sanığın
lehinedir.
HAGB kararının hukuki
niteliği, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 231/5. maddesinde doğrudan kanun
tarafından ifade edilmiştir. Anılan kanun maddesinde “Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade
eder.” denilmek suretiyle HAGB kararı verilmesi durumunda kurulan
mahkumiyet hükmünün kişi hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı belirtilmiştir.
Hakkında HAGB kararı
verilen sanık, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemezse ve diğer yandan hakim
tarafından belirlenen yükümlülüklere de uygun davranırsa CMK. 223/8. maddesine istinaden
davanın düşmesine karar verilir. HAGB
kararı verildiği andan düşme kararının verileceği ana kadar dava dosyası
derdest olarak kalır bu nedenle kişinin sanık sıfatı devam eder.
HAGB KOŞULLARI (ŞARTLARI) – CMK. 231
- Sanığın
daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetinin olmaması
Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan
mahkumiyetinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi için adli sicil kaydına
bakılmaktadır. Yalnız burada önemle belirtmek gerekir ki adli sicil kaydından
silinmiş veya silinmesi için gerekli şartlar oluşmuş olmasına rağmen silinmemiş
mahkumiyet kayıtları HAGB kararının verilmesine engel olmayacaktır. (Bakınız: Adli sicil kayıtlarının
silinmesi) Ayrıca meri 5352 sayılı Adli Sicil Yasası
hükümlerince silinmiş adli kayıtların görüldüğü arşiv kayıtlarının da dosya
kapsamına getirilmelidir. Her ne kadar arşiv kaydına alınmış kayıtlar HAGB
kararının verilmesine bir engel oluşturmasa da bu husus sanığın suç işlemeye
eğiliminin ve yeniden suç işleyip işlemeyeceğinin kanaatine varılmasında yol
gösterici olacaktır. Bu doğrultu da bakınız CGK KARARI.
- Sanığa
verilen cezanın, 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası veya adli para
cezası olması
Hapis cezası yönünden üst sınır 2 yıl
olarak belirtilmiş olmakla birlikte adli para cezası yönünden üst sınır
belirtilmemiştir. Dolayısıyla herhangi bir adli para cezasında üst sınıra
takılmaksızın hükmün açıklanması geri bırakılabilir. Ayrıca belirtmek gerekir
ki hem hapis hem adli para cezası verilmesi durumunda da hapis cezasının 2
yıldan fazla olmaması koşuluyla hükmün açıklanması geri bırakılabilir.
- Sanığın
yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması
Sanığın suça eğiliminin belirlenmesi ve
dolayısıyla yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda doğru kanaate varılması bakımından
yukarıda da belirtildiği gibi sanığın adli sicil kayıtlarının yanında adli
sicil arşiv kayıtlarına da bakılması önem arz etmektedir.
- Mağdurun
veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya
tazmin suretiyle tamamen giderilmesi
Yargıtay kararlarında manevi zararların
giderilmesinin bu şart kapsamında değerlendirilmeyeceği ve sanığın tazmin
suretiyle tamamen gidermesinin istendiği bu zararın kanaat verici basit bir
araştırmayla belirlenebilecek maddi zarar olduğu belirtilmiştir.
- Sanığın kabul etmesi
- Suçun Anayasa’nın 174’üncü maddesinde belirtilen inkılap kanunlarında yer alan suçlardan olmaması
HAGB SİCİLE İŞLER Mİ?
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB ) kararları
adli sicil kaydına işlenmez dolayısıyla adli sicil kaydında görülmez. Cumhuriyet
savcılıklarından veya e-devlet üzerinden bir kuruma veya özel bir şirkete verilmek
üzere alınan adli sicil kayıtlarında HAGB kararı görülmez. Fakat CMK. 231/13 maddesi kapsamında bir
soruşturma veya kovuşturmaya bağlantılı olarak sadece hakim ve savcıların
görebileceği özel bir sisteme kaydedilir.
HAGB İTİRAZ DİLEKÇESİ
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması(HAGB) kararının
sanığa tefhim veya tebliğinden sonraki 7 gün içerisinde kararı veren mahkemeye
HAGB itiraz dilekçesi ile veya mahkeme tutanağına geçirilmek suretiyle itiraz
edilmesi gerekmektedir. Mahkeme itiraz dilekçesini önce kendisi değerlendirir haklı
görmezse itirazı incelemeye yetkili merciye gönderir.
2019 tarihli bir Ceza Genel Kurulu kararına göre de mahkemenin verdiği HAGB kararına karşı; itirazı inceleyen mahkeme işin esasına girecek ve bir hukuka aykırılık tespit etmesi durumunda HAGB kararını kaldırabilecektir.
HAGB SONRASI SUÇ İŞLEME
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB ) kararı
sonrasında sanık, 5 yıllık denetim süresi içerisinde mahkemece belirlenen denetimli
serbestlik tedbirine aykırı davranması halinde veya kasıtlı yeni bir suç
işlemesi halinde açıklanması ertelenen (geri bırakılan) hüküm açıklanır.
HAGB kararına uyulmaması nedeniyle hükmün açıklanmasında
sanığın, denetimli serbestlik tedbiri olarak belirlenen yükümlülüğe uymaması
durumu ve kasti yeni bir suç işlemesi durumu farklılık arz etmektedir.
Sanığın yükümlü olacağı denetimli serbestlik tedbiri HAGB
kararında belirtilir. Hagb kararına uyulmaması nedeniyle açıklanan hükmü mahkeme,
kendisine
yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek;
cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da
koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya
seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü
kurabilir.
Diğer yandan denetim süresi olan 5 yıl içerisinde sanık, kasıtlı yeni bir suç işleyebilir. Bu durumda Hagb kararına uyulmaması nedeniyle mahkeme, açıklanması geri bırakılan (ertelenen) hükmü yeniden bir değerlendirme yapmadan aynen açıklayacaktır.
AV. TURAN ÖZKAYA